Cerrahi Olmadan Kilo Verme: Endoskopik Tüp Mide Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Obezite, günümüzde giderek artan bir sağlık sorunu olup, birçok ciddi hastalığın gelişmesine zemin hazırlamaktadır. Son yıllarda obezite tedavisinde yeni bir seçenek olarak Endoskopik Sleeve Gastroplasti (ESG) veya diğer adıyla Endoskopik Tüp Mide işlemi ortaya çıkmıştır.
ESG Nedir?
ESG, cerrahi bir operasyon gerektirmeden midenin boyutunu küçültmeyi amaçlayan minimal invaziv bir endoskopik işlemdir. Bu işlemde, ağız yoluyla mideye yerleştirilen özel bir cihaz kullanılarak midenin iç kısmına dikişler atılır ve mide tüp şekline getirilir. Böylece mide hacmi azaltılmış olur. ESG genellikle şu şekilde gerçekleştirilir:
1. İşlem genel anestezi altında, ayakta tedavi şeklinde yapılır.
2. Apollo OverStitch adı verilen özel bir dikiş cihazı ile donatılmış çift kanallı bir endoskop kullanılır.
3. Midenin alt kısmından üst kısmına kadar tam kat dikişler iki katman halinde yerleştirilir:
– İlk katman genellikle Z veya U şeklindedir (ortalama 4 dikiş, her dikişte 6 ısırık)
– İkinci katman güçlendirme amaçlıdır ve kesintili veya N şeklindedir (ortalama 2 dikiş)
4. İşlem ortalama 60-90 dakika sürer.
Önemli bir nokta, ESG işleminin tamamen geri dönüşlü olmasıdır. Yani gerektiğinde dikişler çıkarılabilir ve mide orijinal haline döndürülebilir. Ancak, dikişler kalıcı olarak tasarlanmıştır ve normal şartlarda çıkarılmaları gerekmez.
ESG’nin Etkinliği ve Uzun Vadeli Sonuçları:
ESG’nin etkinliği konusunda yapılan en uzun süreli çalışmaların sonuçları, ESG ile sağlanan kilo kaybının 5 yıla kadar korunabildiğini göstermektedir. Özellikle işlemden 3-5 yıl sonra kilo kaybının büyük ölçüde stabil kaldığı gözlemlenmiştir.
Diğer çalışmalar da benzer sonuçlar göstermiştir. Örneğin, bir meta-analiz 18-24 ay sonra ortalama %17,2 TVAK bulmuştur. Birçok çalışma, 1-2 yıl sonra %15-20 TVAK bildirmektedir.
ESG’nin Güvenlik Profili:
ESG, çeşitli çalışmalarda güvenli bir profil göstermiştir. Örneğin:
– 216 hastayı içeren 5 yıllık bir çalışmada:
– %1,3 orta şiddette yan etki oranı görülmüştür
– Ciddi veya ölümcül yan etki gözlenmemiştir
– En yaygın hafif yan etkiler arasında bulantı, ağrı, kabızlık ve mide yanması yer almıştır
– 1000 hastayı içeren büyük bir uluslararası çalışmada:
– %2,4 ciddi yan etki oranı bildirilmiştir
– Ölüm vakası rapor edilmemiştir
Bu veriler, ESG’nin göreceli olarak güvenli bir işlem olduğunu göstermektedir. Ancak, her tıbbi işlemde olduğu gibi, ESG’nin de bazı riskleri vardır ve bu riskler hasta ile detaylı bir şekilde paylaşılmalıdır.
ESG için Uygun Hasta Profili:
ESG için uygun adaylar genellikle şu özelliklere sahiptir:
– Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 30 kg/m2’nin üzerinde olanlar
– Ek hastalıkları (diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi) varsa VKİ 27 kg/m2’nin üzerinde olanlar
– Daha önce diyet, egzersiz ve ilaç gibi cerrahi dışı kilo verme yöntemlerini denemiş ve başarısız olmuş kişiler
– VKİ 40 kg/m2’nin üzerinde olup bariatrik cerrahiyi reddeden veya cerrahi için uygun olmayan hastalar
Öte yandan, şu durumlarda ESG genellikle önerilmez:
– Daha önce mide ameliyatı geçirenler
– Ciddi psikiyatrik bozuklukları olanlar
– Aktif mide ülseri olanlar
– Büyük hiatal hernisi olanlar
ESG’nin Etki Mekanizması:
ESG, çeşitli mekanizmalarla kilo kaybı sağlar:
1. Mide hacminin kısıtlanması: Dikişler sayesinde mide hacmi küçültülür, böylece daha az yemekle tokluk hissi oluşur.
2. Mide boşalmasının gecikmesi: Midenin yeni şekli, yiyeceklerin mideden bağırsaklara geçişini yavaşlatır.
3. Hormonlar üzerindeki etki: ESG, açlık ve tokluk hislerini düzenleyen hormonları etkileyebilir.
Diğer Tedavilerle Karşılaştırma:
ESG, obezite tedavisinde diğer seçeneklerle karşılaştırıldığında şu özelliklere sahiptir:
– Sadece yaşam tarzı değişiklikleri veya ilaç tedavisinden genellikle daha etkilidir (bu yöntemler genellikle %10’dan az TVAK sağlar)
– Bariatrik cerrahiden daha az invazivdir ve daha düşük komplikasyon oranlarına sahiptir
– Mide balonlarından daha kalıcı kilo kaybı sağlar
Ancak, sleeve gastrektomi gibi cerrahi işlemler genellikle daha fazla kilo kaybı sağlar (3-5 yılda %25-30 TVAK). Bu nedenle, ESG genellikle cerrahi için uygun olmayan veya cerrahiyi tercih etmeyen hastalar için bir seçenek olarak düşünülür.
Ek Hastalıklar Üzerindeki Etkiler:
ESG’nin obeziteyle ilişkili ek hastalıklar üzerindeki etkileri konusunda sınırlı veri mevcuttur. Ancak, mevcut çalışmalar şu alanlarda iyileşmeler göstermektedir:
– Diyabet/insülin direnci
– Yüksek tansiyon
– Yüksek kolesterol
– Uyku apnesi
Bu iyileşmelerin çoğu, kilo kaybının doğrudan bir sonucu olarak görülmektedir.
Uzman Tarafından Yapılmanın Önemi:
ESG’nin başarısı ve güvenliği büyük ölçüde işlemi gerçekleştiren hekimin deneyimine bağlıdır. Bu nedenle, ESG’nin bu konuda özel eğitim almış, deneyimli gastroenterologlar veya bariatrik cerrahlar tarafından yapılması çok önemlidir. Yapılan çalışmalar, hekimin deneyimi arttıkça işlemin başarı oranının da arttığını göstermektedir.
Ek Tedaviler ve Takip:
ESG tek başına bir çözüm değildir. İşlem sonrası dönemde hastaların yaşam tarzı değişiklikleri yapması, düzenli egzersiz yapması ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmesi gerekmektedir. Bazı durumlarda, ESG’den sonra ek tedaviler gerekebilir:
– İlaç tedavisi: Bazı hastalarda kilo kaybını desteklemek veya kilo alımını önlemek için kullanılabilir.
– Tekrar ESG: Kilo alımı durumunda, hastaların bir kısmında tekrar ESG yapılabilir.
– Bariatrik cerrahiye geçiş: Nadir durumlarda, ESG’nin yeterli olmadığı hastalarda bariatrik cerrahiye geçiş yapılabilir.
Düzenli takip, ESG’nin başarısı için çok önemlidir. Hastalar genellikle ilk yıl daha sık, sonraki yıllarda ise yılda en az bir kez kontrollere gitmelidir.
Endoskopik Sleeve Gastrektomi, obezite tedavisinde umut verici bir seçenek olarak ortaya çıkmıştır. 5 yıla kadar olan veriler, hastaların çoğunda %15-20 oranında kalıcı toplam vücut ağırlığı kaybı sağladığını göstermektedir. ESG’nin tamamen geri dönüşlü olması, daha az invaziv olması ve ayakta tedavi şeklinde uygulanabilmesi, onu birçok hasta için cazip bir seçenek haline getirmektedir.
ESG, obezite ile mücadelede tek başına bir çözüm değil, kapsamlı bir tedavi planının parçası olarak düşünülmelidir. Bu tedavi planı, beslenme danışmanlığı, egzersiz programları ve gerektiğinde psikolojik destek gibi unsurları içermelidir. Son olarak, ESG’nin sizin için uygun bir seçenek olup olmadığına karar vermek için mutlaka bir obezite uzmanı veya deneyimli bir gastroenteroloji uzmanı ile görüşmeniz gerekmektedir. Bu uzmanlar, sizin özel durumunuzu değerlendirecek ve size en uygun tedavi seçeneğini önerecektir.
Obezite, kronik bir hastalıktır ve tedavisi sabır ve kararlılık gerektirir. ESG, bu yolculukta bazı hastalar için etkili bir araç olabilir, ancak başarı için hastanın aktif katılımı ve yaşam boyu sürecek sağlıklı alışkanlıklar edinmesi şarttır.