Endoskopik Tüp Mide'nin Mekanizmaları

Endoskopik sleeve gastroplasti (ESG), son yıllarda obezite tedavisinde etkili ve minimal invaziv bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Bu prosedürün etki mekanizmalarını anlamak, hem klinisyenler hem de hastalar için büyük önem taşımaktadır. ESG’nin etkileri çok yönlü olup, gastrik fizyoloji, hormonal değişiklikler ve yeme davranışları üzerinde kompleks etkiler göstermektedir.

Gastrik Boşalma ve Motilite

ESG’nin en belirgin etkilerinden biri gastrik boşalma üzerinedir. Vargas ve arkadaşlarının yaptığı randomize kontrollü bir çalışmada, ESG uygulanan hastalarda 3. ayda gastrik boşalma süresinin (T1/2) ortalama 65.9 dakika uzadığı ve bu etkinin 12. ayda da devam ettiği gösterilmiştir[1]. Bu gecikmenin kilo kaybı ile ilişkili olduğu bulunmuştur – gastrik boşalmadaki gecikme ne kadar fazlaysa, kilo kaybı da o kadar yüksek olmaktadır.

Önemli bir nokta, ESG’nin gastrik motiliteyi korumasıdır. Manyetik rezonans görüntüleme ile yapılan analizlerde, ESG sonrası mide kasılmalarının periyodisitesi, amplitüdü ve yayılma hızının değişmediği gösterilmiştir[1]. Bu bulgu, ESG’nin vagal sinir hasarına yol açmadığını ve antral triturasyonun korunduğunu düşündürmektedir. Ancak, kasılmaların başlangıç noktasının daha distal olduğu ve dolayısıyla yayılma mesafesinin kısaldığı saptanmıştır. Bu korunan gastrik motilite, ESG sonrası hastaların gastroparezi benzeri semptomlar yaşamamasını açıklayabilir.

Gastrik Akomodasyon

ESG, gastrik akomodasyon üzerinde de etkiler göstermektedir. Vargas ve arkadaşlarının çalışmasında, ESG’den 3 ay sonra gastrik fundusun postprandial genişlemesinin arttığı, ancak gastrik gövdenin postprandial genişlemesinin azaldığı gösterilmiştir[1]. Bu durum, muhtemelen ESG’nin oluşturduğu sleeve yapısının gastrik gövdenin genişlemesini kısıtlamasından kaynaklanmaktadır. Fundusun artmış postprandial genişlemesi, erken doygunluk hissine katkıda bulunabilir ve gıda alımını azaltabilir.

Hormonal Değişiklikler

ESG’nin hormonal etkileri, prosedürün uzun vadeli etkinliğini anlamak açısından kritik öneme sahiptir. Geleneksel olarak, diyet kaynaklı kilo kaybında, vücut oreksijenik hormonları (örn. ghrelin) artırarak ve tokluk hormonlarını (örn. GLP-1, PYY) azaltarak homeostatik bir yanıt oluşturur[2]. Ancak ESG, bu paradigmayı değiştirmektedir.

Vargas ve arkadaşlarının çalışmasında, ESG’den 18 ay sonra açlık total ghrelin, GLP-1 ve PYY seviyelerinin hepsinin arttığı gösterilmiştir[1]. Bu bulgu, özellikle GLP-1 ve PYY’deki artış açısından dikkat çekicidir, çünkü bu hormonlar gastrik boşalmayı geciktirici etki göstermektedir. Paradoksal olarak, ESG ile indüklenen belirgin gastrik boşalma gecikmesi ve kilo kaybına rağmen bu hormonların artması, ESG’nin benzersiz bir fizyolojik etki yarattığını düşündürmektedir.

Bu hormonal profil, bariatrik cerrahide gözlenenden farklıdır. Örneğin, sleeve gastrektomi genellikle ghrelin seviyelerinde azalmaya yol açarken, ESG’de ghrelin artışı gözlenmektedir[3]. Bu farklılık, ESG’nin fundus dokusunu korumasından kaynaklanıyor olabilir.

Yeme Davranışları

ESG’nin etkilerinin bir diğer önemli boyutu, yeme davranışları üzerindeki etkisidir. Vargas ve arkadaşlarının çalışmasında, ESG uygulanan hastalarda 6 ay sonra Üç Faktörlü Yeme Anketi’nin tüm alanlarında iyileşme gözlenmiştir[1]. Özellikle, bilişsel kısıtlama alanında anlamlı bir artış saptanmıştır. Bu, hastaların yeme davranışları üzerinde daha fazla kontrol sağladıklarını göstermektedir.

Bu davranışsal değişiklikler, ESG’nin sadece mekanik bir kısıtlama yaratmadığını, aynı zamanda hastaların yeme alışkanlıklarını değiştirmelerine yardımcı olduğunu göstermektedir. Bu, uzun vadeli kilo kaybı ve korunması için kritik öneme sahiptir.

Klinik Uygulamalar ve Gelecek Yönelimler

ESG’nin bu çok yönlü etki mekanizmaları, prosedürün klinik uygulamalarını şekillendirmektedir. Örneğin, gastrik boşalma gecikmesinin kilo kaybı ile ilişkisi, ESG sonrası kilo kaybı yanıtını öngörmede kullanılabilir. Vargas ve arkadaşlarının çalışmasında, 4 saatte %18’den fazla gastrik retansiyon artışı olan hastaların 3, 6 ve 12 aylarda daha fazla kilo kaybı yaşadığı gösterilmiştir[1].

Sonuç olarak, ESG’nin etki mekanizmaları, gastrik fizyoloji, hormonal değişiklikler ve yeme davranışları üzerindeki kompleks etkilerini içermektedir. Bu mekanizmaların anlaşılması, prosedürün etkinliğini artırmak, hasta seçimini optimize etmek ve uzun vadeli sonuçları iyileştirmek için kritik öneme sahiptir. ESG, obezite tedavisinde umut verici bir seçenek olarak öne çıkmakta ve gelecekte daha da yaygınlaşması beklenmektedir.

Kaynaklar:

[1] Vargas EJ, et al. Effect of endoscopic sleeve gastroplasty on gastric emptying, motility and hormones: a comparative prospective study. Gut 2023;72:1073–1080.

[2] Sumithran P, et al. Long-term persistence of hormonal adaptations to weight loss. N Engl J Med 2011;365:1597–604.

[3] Lopez-Nava G, et al. Gut and metabolic hormones changes after endoscopic sleeve gastroplasty (ESG) vs. laparoscopic sleeve gastrectomy (lsg). Obes Surg 2020;30:2642–51.